Taşkın ve sel sularının su kaynağı olması için çalışma
TARIM ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, taşkın ve sel sularının değerlendirilmesi konusunda çalışma başlattıklarını söyledi. Yumaklı, “Sel ve taşkınların afete dönüşmeden evvel kurak dönemler için bir kaynak olup, olamayacağı konusu iki yönlü fayda sağlayacak; hem taşkını engellemiş olacaksınız hem de su kaynağı olarak bir eksiliğinizi kapatmış olacaksınız ve şehirlerimiz bu anlamda afetlere dirençli hale gelmiş olacak” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nda düzenlenen ‘Su Verimli Kentler ve Belediye Su Kardeşliği’ etkinliğinde, geçen yıl su hizmetleri konusunda bilgi ve tecrübe paylaşımı sağlanması amacıyla başlatılan ‘Belediye Su Kardeşliği Uygulaması’nın kapsamı genişletildi. 2022’de su kardeşi ilan edilen 15 belediyeden sonra, bu yıl 18 belediye daha ‘su kardeşi’ kabul edildi.
‘YAĞIŞLAR YÜZDE 6 DÜŞTÜ’
Uygulamanın ilk yılının da değerlendirildiği programda konuşan Bakan Yumaklı, hayatın devamlılığı, ülkelerin kalkınması ve insan refahı için suyun başlangıç, suyun medeniyet olduğunu söyledi. Yumaklı, “Etkileri ciddi şekilde hissedilen iklim krizi, su yönetiminin daha etkili yapılması konusunu zorunluluktan öteye, hayati bir noktaya getirmiştir. Akdeniz Havzası’ndayız, iklim değişikliğinden diğer ülkelerden çok daha fazla etkilenmiş olacağız. Kuraklık gibi, orman yangınları gibi sel ve taşkınlar gibi hususlar, hayatımızın neredeyse önemli bir parçası olacak. Yerkürede son 170 yılın en sıcak 5 yılını geride bıraktık. İstatiksel olarak 10 yılda bir tekrarlanan kuraklıklar artık 5-6 yılda bir görülüyor. Sibirya’nın kuzeyinde termometreler, 38 dereceyi gösterdi. Dünyanın 4’üncü büyük gölü Aral Gölü, yüzde 90 oranında kurumuş durumda. 2020 yılında 94 farklı ülkeden 25 milyon kişinin iklim değişikliği sebebiyle göç ettiğini biliyoruz. Ülkemizde de oransal olarak farklı olsa da çok farklı durumda değiliz. Son 10 yılda kurak yıllar yaşanırken; kuraklıkların şiddetleri de süreleri de uzamaya başladı. Ekimde sona eren 2023 su yılında yağışlar, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 düştü” diye konuştu.
‘2030’DA SU KAYNAKLARIMIZIN YÜZDE 20 AZALACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ’
Son dönemde yağışların artmasının vatandaşları aldatmaması gerektiğini vurgulayan Yumaklı, “Sadece dönemsel olarak bakmıyoruz. Bizi daha rahat davranmaya sevk edecek bir husus olarak görülmesin. Bu konuda belki algıda seçiciliğimiz azalabilir toplum olarak; ama bu algıyı en üst düzeyde tutmakla mükellefiz. 2030 yılında, sadece 6 yıl sonra nüfus yüzde 10 artarken; su kaynaklarımızın yüzde 20 azalacağını öngörüyoruz. Eğer gerekli tedbirleri hep birlikte almazsak; çünkü bu sosyal olarak herkesin mutabakatını gerektiren bir husus. Nüfusumuzun çok büyük bir bölümü, tarım alanlarımızın tahminimizden çok daha fazlası, su yetersizliğiyle karşı karşıya kalacak” dedi. Türkiye’nin şu anda 1313 metreküp kullanılabilir su oranı ile ‘su stresi’ çeken ülkelerden biri olduğunu aktaran Yumaklı, gerekli tedbirler alınmazsa 2030 yılında 1313’ün 1000 ve altına düşme potansiyelinin son derece yüksek olduğunu söyledi.
’21 YILDA 1 TRİLYON 265 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK’
Yumaklı, sürdürülebilir su verimliliğine ilişkin adımlar atılmasının hayati bir duruma geldiğini anlatarak, “Son 21 yılda; su alanında, 1 trilyon 265 milyar liralık yatırımla 10 bin 86 tesisi hizmete aldık. Bu yaptığımız çalışmalar ile suyun verimli kullanılması için; önemli eserlere imza attık. Bu kapsamda; baraj sayısını 1018’e, gölet ve bent sayısını 726’ya, yıllık sağlanan içme suyu miktarını 5,2 milyar metreküpe, sulanan arazi miktarımızı 71 milyon dekara, toplulaştırılan arazi miktarını 73 milyon dekara, atık su arıtma tesisi sayısını 24’e, yer altı depolaması ve suni besleme tesisi sayısını 127’ye çıkardık. Suyun verimli kullanılması kapsamında; sulanan alanlar içerisinde basınçlı borulu sulama sistemlerinin kullanılma oranını yüzde 6’dan, yüzde 33’e çıkardık. Ayrıca kaynaktan tarlaya kadar suyun tasarruflu kullanılması için bireysel basınçlı sulama sistemlerine yüzde 50 hibe desteği veriyoruz. Bu kapsamda 50 binden fazla projeye 1,8 milyar lira hibe desteği sağladık” diye konuştu.
‘ŞEHİRLERİMİZ AFETLERE DİRENÇLİ HALE GELMİŞ OLACAK’
2050 yılına kadar hedeflerinin su kayıp kaçaklarını yüzde 10’a düşürmek olduğunu ifade eden Yumaklı, Türkiye’deki atık suların yüzde 44’ünün, tarımdan dönen suların ise yüzde 66’sının yeniden kullanılabilir sular olduğunu kaydetti. Yumaklı, bir damla suyu bile kaybetmeden yağmur sularının toplanması, depolanmasının da ana gündem maddelerinden olduğunu söyledi. Yumaklı, taşkın ve sel sularının değerlendirilmesi ile ilgili de çalışmaları olduğunu belirterek, “Bunları sadece hasar verici olarak görmeyelim. ‘Bunların nasıl kullanılabilir olabileceğini değerlendirelim’ diye düşündük. Arkadaşlarımız bunların çalışmalarını yaptılar. Özellikle sel ve taşkınların afete dönüşmeden evvel kurak dönemler için bir kaynak olup, olamayacağı konusu iki yönlü fayda sağlayacak; hem taşkını engellemiş olacaksınız hem de su kaynağı olarak bir eksiliğinizi kapatmış olacaksınız ve şehirlerimiz bu anlamda afetlere dirençli hale gelmiş olacak. Su güvenliğini tam ve kendine yeten bir halde tutan marka şehirler için su verimliliği yaklaşımını elbette belediyecilik anlayışımıza entegre etmek durumundayız. Özellikle de yerel seçimlerin yaklaştığı bu dönemde inanıyorum ki vatandaşımız suya dair kendisine somut, uygulanabilir ve kendilerini de içine katan çözümleri getiren belediyecilik anlayışına çok daha farklı bir perspektiften yaklaşacaktır. İklim değişirken bizler de elbette uyum kabiliyetimizi arttıracağız. Geç kalmadan, geride kalmadan, seyirci kalmadan, ortak vizyonda buluşarak su verimli kentleri hep birlikte inşa edeceğiz” dedi. Konuşmaların ardından ‘su kardeşi’ ilan edilen 18 belediyenin temsilcileri protokol imzaladı. Yaklaşık 400 kişinin katıldığı etkinlikte, Bakan Yumaklı, diğer katılımcılarla başarılı uygulamalar ve yeni teknolojilere ilişkin kurulan stantları ziyaret etti.