AB, Dijital Piyasalar Yasası ile teknoloji devlerini değişiklik yapmaya zorluyor

DPY, Avrupa’nın büyük teknoloji şirketlerinin piyasadaki sınırsız hakimiyetini dizginlemek amacıyla kabul ettiği bir dizi düzenlemenin sonuncusu olarak öne çıkıyor. Apple’ın, App Store dışında kalan uygulamaları iPhone’lara yüklenmesine izin vermesi gibi uzun süredir devam eden bazı tercihlerini değiştiren teknoloji devleri ilk adımlarını attılar.

Yeni kurallar, dijital piyasaları “daha adil” ve “daha rekabetçi” hale getirmek gibi büyük ama muğlak hedefler taşıyor. Bu kurallar, dünyanın dört bir yanında, teknoloji sektörünü baskı altına alma çabalarının hız kazandığı bir dönemde devreye giriyor.

HANGİ ŞİRKETLER DÜZENLEMELERE TABİİ OLACAK?

İşletim sistemlerinden mesajlaşma uygulamalarına ve sosyal medya platformlarına kadar yaklaşık 22 hizmet DPY’nin hedefinde olacak.

Bunlar arasında; Haritalar, YouTube, Chrome tarayıcısı ve Android işletim sistemi gibi Google hizmetlerinin yanı sıra Amazon’un Marketplace’i ve Apple’ın Safari Tarayıcısı ve iOS yer alıyor.

Meta’nın Facebook, Instagram ve WhatsApp’ının yanı sıra Microsoft’un Windows ve LinkedIn de dahil edildi.

Şirketler, tekrarlanan ihlaller için yıllık küresel gelirlerinin yüzde 20’sine varan ağır para cezaları, bu miktar milyarlarca doları bulabilir ve hatta “sistematik ihlaller” sonucunda işletmelerinin parçalanması tehdidiyle karşı karşıya.

YASANIN KÜRESEL ETKİLERİ NELER OLACAK?

Dijital Piyasalar Yasası, Avrupa Birliği’nin teknoloji endüstrisini baskı altına alma konusunda dünya çapındaki belirleyici rolü için yeni bir dönüm noktası olacak.

AB, daha önce Google ‘ı antitröst davalarında büyük para cezalarına çarptırmış, sosyal medyayı temizlemek için sert kurallar getirmiş ve dünyada bir ilk olan yapay zeka düzenlemelerini hayata geçirmişti.

Şimdi ise Japonya, İngiltere, Meksika, Güney Kore, Avustralya, Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler, teknoloji şirketlerinin dijital pazarlara hakim olmasını engellemeyi amaçlayan DPY benzeri kuralların kendi yerel versiyonlarını hazırlıyor.

ABD merkezli bir düşünce kuruluşu olan Center for European Policy Analysis’te çalışan Bill Echikson, “Şimdiden dünyanın dört bir yanında taklitlerini görüyoruz. DPY’nin demokratik dünyada dijital düzenleme için bir standart haline geleceğini” belirtti.

Londra’daki bir düşünce kuruluşu olan Avrupa Reform Merkezi’nin müdür yardımcısı Zach Meyers, “Yetkililer öncü olarak Brüksel’deki düzenlemelere bakacaklar ve eğer işe yararsa, birçok Batılı ülke, başarısızlıkla sonuçlanabilecek farklı uygulamaları ve farklı yaklaşımları benimseme riskini almamak için DPY’yi takip etmeye çalışacaktır” dedi.

UYGULAMA MAĞAZALARI NASIL DEĞİŞECEK?

En büyük değişikliklerden biri olarak Apple, Avrupalı iPhone kullanıcılarının mobil cihazlarında yüklü olarak gelen App Store dışından da uygulama indirmelerine izin vereceğini açıkladı.

Şirket, gelirlerinin büyük bir bölümünü iOS uygulamaları aracılığıyla yapılan abonelik ödemelerinden aldığı yüzde 30’luk ücretten elde ettiği için böyle bir hamleye uzun süredir direniyordu. Ayrıca Apple, diğer yükleme uygulamalarının güvenlik riskleri doğuracağı konusunda uyarılarda bulundu.

Apple, şirketin ödeme işleme sistemi içinde kalmayı tercih eden Avrupa’daki uygulama geliştiricilerinden aldığı bu ücretleri keseceğini açıkladı. Ancak, üçüncü taraf uygulama mağazaları aracılığıyla yüklenen her iOS uygulaması için 50 avro sentlik bir ücret eklenecek ki eleştirmenler, geliştiricileri şu anda herhangi bir ücret ödemeyen mevcut birçok ücretsiz uygulamayı caydıracağını söylüyor.

Spotify’ın küresel rekabet politikası direktörü Avery Gardiner, “Kullanıcı başına 50 cent ücret ödemek zorunda oldukları bir dünyayı neden tercih etsinler ki? Dolayısıyla bu alternatif uygulama mağazaları asla ilgi görmeyecek, çünkü müşterilerin mağazayı cazip bulması için orada büyük bir uygulama yığını olmayacak. Bu durum yasanın amacına tamamen aykırı” açıklamasında bulundu.

Brüksel, teknoloji şirketlerinin DPY’ye uyup uymadığını yakından inceleyecek.

AB Rekabet Kurulu şefi Margrethe Vestager, bu hafta yaptığı açıklamada, görevde geçirdiği 10 yılın ardından, “Oldukça fazla sayıda antitröst davası gördüm ve kuralların etrafında nasıl çalışılacağına dair oldukça fazla yöntem geliştirildi” dedi.

İNSANLAR, İNTERNETTE NASIL YENİ SEÇENEKLER BULACAK?

Tüketiciler temel hizmetler için varsayılan seçimlere zorlanmayacak.

Android kullanıcıları varsayılan olarak hangi arama motorunu kullanacaklarını seçebilirken, iPhone kullanıcıları hangi tarayıcıyı kullanacaklarını seçebilecekler. Avrupalılar, cihazlarında seçim ekranları görecekler. Bu arada Microsoft, insanları Edge tarayıcısını kullanmaya zorlamayı bırakacak.

Amaç, insanların Apple’ın Safari tarayıcısını ya da Google’ın Arama uygulamasını kullanmaya zorlanmasını engellemek. Ancak, piyasadaki küçük oyuncular yine de eskisinden daha kötü duruma düşebileceklerinden endişe ediyor.

Berlin merkezli arama motoru Ecosia’nın CEO’su Christian Kroll, “Eğer insanlar alternatiflerin ne olduğunu bilmezlerse, pek çoğunun bir alternatifi seçmesi pek olası değil. Ben DPY’nin büyük bir destekleyicisiyim. Ancak umduğumuz sonuçları verip vermeyeceğinden henüz emin değilim” ifadelerini kullandı.

Ecosia, Apple ve Google’ın seçim ekranlarına rakip hizmetler hakkında daha fazla bilgi eklemesi için baskı yapıyor.

İNTERNET ARAMALARI NASIL DEĞİŞECEK?

DYP, şirketlerin kendi hizmetlerini tercih etmesini yasakladığı için bazı Google arama sonuçları farklı görünecek.

Örneğin, otel aramalarında artık Expedia gibi rezervasyon sitelerinin fazladan bir görseli görüntülenecek. Bu arada, arama sonucu ekranındaki Google Flights düğmesi kaldırılacak ve site, yalnızca arama sonucu sayfalarındaki bağlantılar arasında listelenecek.

Google kullanıcıları, reklamlarla daha iyi hedeflenmelerine yardımcı olmak için verilerin şirketin hizmetleri arasında paylaşılmasını durdurma seçeneğine sahip oluyor.

Meta, kullanıcıların Facebook ve Instagram hesaplarını ayırmalarına izin veriyor, böylece kişisel bilgileri reklam hedeflemesi için birleştirilemiyor.

DPY, ayrıca mesajlaşma sistemlerinin birbirleriyle çalışabilmesini de şart koşuyor. Kurallar kapsamına giren iki sohbet uygulamasının sahibi olan Meta’nın, Facebook Messenger ve WhatsApp kullanıcılarının kısa mesaj, video ve resim alışverişini nasıl yapabileceklerine ilişkin bir teklif sunması bekleniyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir