(İSTANBUL) – Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerine dikkati çekerek, “Kadın cinayetlerinin son bulduğu, kadınların güvenle ve özgürce yaşadığı bir Türkiye için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Kadınların özgürce nefes alabileceği, eşitlik ve adaletin hüküm sürdüğü bir toplum için çalışmaktan asla geri durmayacağız çünkü biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi yaşatır ve ‘yaşamak haktır” açıklamasını yaptı.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), hızla artan kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete dikkati çekti. Dernek’ten bugün konuya ilişkin yapılan yazılı açıklama şöyle:
“Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin artarak devam etmesiyle Türkiye’de kadın olmak ne yazık ki her geçen gün daha da zorlaşıyor. Yasa ve düzenlemelerin kadınları korumakta yetersiz kalması; kadını sindiren, öldüren veya güvenli olduğu gerekçesiyle evlere hapseden zihniyetin artmasına neden oluyor. Kadınların özgür ve güvenli bir şekilde yaşayabildiği, şiddete maruz kalmadığı bir toplum için mücadele ediyoruz ancak bugün, kadınlar hala şiddetle başa çıkmaya çalışırken yalnız bırakılıyor ve yaşam hakları ellerinden alınıyor. Bu duruma artık sabrımız kalmadı.
2024 yılı itibarıyla Türkiye’de en az 166 kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetti. Gülay Akça, Hande Ciğeroğlu, Fahriye Kaya ve Besra Kırmızı bu isimlerden sadece bazıları. Son olarak 19 Mayıs’ta dini nikahla birlikte yaşadığı kişi tarafından çocuklarının gözleri önünde üzerine benzin dökülerek yakılan ve hayatını kaybeden Hanife Yılmaz’ın ölümü, bu şiddetin ne denli vahşi ve acımasız bir boyuta ulaştığını bir kez daha gösterdi.
Artık şiddet, taciz ve vahşet içeren haberler görmek istemiyoruz. Şiddet faillerinin haklı çıkarıldığı, mağdurların suçlandığı bir adalet sistemini reddediyoruz. Kadınları karanlığa sürüklemeye çalışanlara rağmen; kadının özgürlük sesini, özgürce duyduğumuz günler talep ediyoruz. Kadınların sindirildiği, susturulduğu ve yaşam haklarının ellerinden alındığı bir toplumu kabul etmiyoruz. Kadın cinayetlerinin sadece bireysel değil, toplumsal ve politik bir sorun olduğunu biliyoruz.
Aynı zamanda bir kadın devrimi olan Cumhuriyet’ten ve kazanımlarından aldığımız güçle, kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkıyor; İstanbul Sözleşmesi’nin yaşatacağını ve kadınların hayatlarını koruma altına alacağını biliyoruz. Bu sözleşmenin yeniden ve etkin bir şekilde uygulanması gerektiğini bir kez daha haykırıyoruz: ‘Kadınların yaşam hakkını savunmak, eşit ve adil bir toplumda yaşamalarını sağlamak için buradayız ve her zaman onların yanında olacağız.’
Laik ve bilimsel eğitimin insan haklarına saygılı, çağdaş bir toplum yaratmadaki gücüne inanarak şubelerimiz, üyelerimiz, öğrencilerimiz, gönüllülerimiz ve destekçilerimizle toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yaşadığı yer, mesleği veya kaç yaşında olduğu fark etmeksizin kadınların yanındayız.
ÇYDD olarak kadın cinayetlerinin son bulduğu, kadınların güvenle ve özgürce yaşadığı bir Türkiye için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Kadınların özgürce nefes alabileceği, eşitlik ve adaletin hüküm sürdüğü bir toplum için çalışmaktan asla geri durmayacağız çünkü biliyoruz ki İstanbul Sözleşmesi yaşatır ve yaşamak haktır.”