Şeker hastalığı ve retinadaki damar tıkanıklığına bağlı göz arkasındaki kanama nedeniyle sağ gözünde görme kaybı yaşayan 61 yaşındaki Nihal Gültekin, başarılı bir retina ameliyatıyla 13 yıl sonra yeniden görmeye başladı.
Çanakkale’de ikamet eden ve 48 yaşında sağ gözünde görme kaybı yaşayan Nihal Gültekin, görme yetisini kaybeden gözünün yeniden ışığa kavuşması için tedavi görmeye başladı. Göz içi uygulamalar sonuçsuz kalan Gültekin, hastane hastane dolaşarak derdine çare aradı.
Çevre illerdeki hastanelerde de netice alamayan ve sağ gözündeki görme oranı yüzde 1’in altına inen Gültekin, tavsiye üzerine soluğu İstanbul Biruni Üniversite Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nde aldı.
13 yıl sonra gelen ışık
Gültekin, bu hastanede Biruni Üniversite Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Mehmet Giray Ersöz’ün başarılı ameliyatıyla 13 yıl aranın ardından yeniden görmeye başladı.
AA muhabirine bilgi veren Ersöz, Gültekin’in sağ gözünde uzun yıllardır görme kaybı yaşandığını, şeker hastalığı ve retinadaki damar tıkanıklığının buna sebep olduğunu söyledi.
Damar tıkanıklığına bağlı göz arkasında kanama oluştuğunu muayenede tespit ettiklerini anlatan Ersöz, kanamanın çok uzun yıllar gözde kaldığını, hastaya ameliyat tedavisi yapılmadığını, daha önce gittiği kliniklerde göz içi iğne uygulamalarının fayda sağlamadığını ve kanın 13 yıldır retinanın önünde, retinaya yapışmış şekilde durduğunu aktardı.
Hastanın tüm işlerini yapabilmesine yetecek görme oranı: Yüzde 20
Ayrıca gelişen zarların ön yüzeyde retinayı ciddi şekilde tehdit ettiğini muayenede fark ettiklerini ve hastanın tedaviden yarar görebileceğin anladıklarını kaydeden Ersöz, ameliyat sürecini şöyle anlattı:
“Bir retina ameliyatı gerçekleştirdik. Aynı zamanda kataraktı vardı, kataraktı da aldık aynı ameliyatta. Vitrektomi ve katarakt ameliyatı yapmış olduk hastamıza. Bunun sonucunda ameliyatta hem göz içine yapışmış olan kanı temizledik, kan gözdeki jelin içerisine tamamen yapmıştı, onu temizledik. Ayrıca, zarlar vardı retinayı çeken, o zarları da mikro cerrahiyle keserek retinanın üzerinden uzaklaştırdık. Hastamız ameliyat öncesinde yüzde 1’in altında bir görmeye sahipti, ameliyat sonrasında hastamız yüzde 20 görmeye ulaştı ki bu, hastanın gündelik yaşantısındaki tüm işlerini yapabilmesine yetecek bir görme oranı.”
Söz konusu operasyonun 13 yıl önce yapılmasının daha faydalı olabileceğine dikkati çeken Ersöz, “Farklı hastanelerden görüş almışlar, üniversite hastanelerinde takip edilmiş hastamız. 13 yıl önce de biz bu ameliyatı yapabilirdik. Daha çok fayda da sağlayabilirdi. Tabii o zamanki durumunu bilip söylemek lazım bunu. O zaman bu müdahale yapılsaydı hastamız 13 yıl bu zorlukları çekmemiş olurdu. Tek gözle yaşamış gibi oldu 13 yıl boyunca.” ifadesini kullandı.
“Denge kaybım çoktu, yürümekte zorlanıyordum”
Tedavileri ve ameliyatı için Çanakkale’den İstanbul’a gelen Nihal Gültekin, görme kaybından sonra birçok hastanede tedavi aldığını, 2013 yılından beri il dışındaki hastanelere gidip geldiğini belirterek, “Sonra iğne tedavisi başladı, ‘6 ayda eriyen iğne’ diyerek bir iğne uyguladılar, 2 ayda bir vurdular. En az hatırlayabildiğim kadarıyla 15’in üzerinde…’Ameliyat olma imkanı yok mu?’ dediğim zaman, ‘Riskli, çare değil.’ dediler.” ifadelerini kullandı.
Doktoruna ve hastane çalışanlarına teşekkür eden Gültekin, şunları dile getirdi:
“Şu anda iyiyim. Önceden yolda çok düşüyordum, çünkü sağ tarafımdaki taşları falan görmüyordum takılıp düşüyordum. Denge kaybım çoktu, yürümekte zorlanıyordum. Memur olduğum için de maddi yönden bayağı bir yükümüz oldu bunlar. Ama şu anda Giray hocanın ve hastanesinin hakkını ödeyemem. Tabii ışık görüyordum ama şu anda seçebiliyorum. Siyah bir gerelti (perde) görüyordum. Ben örgü örmeyi çok seven bir bayanım. Örgü falan yaptığımda kanamam çoğalıyordu, batmalarım çoğalıyordu. Sağ tarafıma döndüğüm zaman bazen şişlerimi bile kaçırdığım oluyordu, sökülüyordu. Evde hobi olarak dışarıya örgü örüyorum ben. Şimdi çok rahat örebiliyorum, hiçbir sıkıntım yok.”